RÜYA GİBİ GÜNEY İTALYA TURU
- 1.349,00 EUR
- Konaklama 4* 3* Otellerde Kahvaltı Dahil Konaklama
- Gezilecek Yerler Roma - Pompei - Barletta - Bari - Polignano a Mare - Alberobello - Lecce- Taranto - Matera - Potenza - Salerno - Sorrento - Positano - Amalfi - Capri Adası - Napoli - Nemi - Castel Gandolfo
- Telefon 0232 364 64 02
Fiyat Hesaplayın / Rezervasyon
RÜYA GİBİ GÜNEY İTALYA TURU Hakkında Genel Bilgiler
İzmir'den Direkt Rüya Gibi Bir
GÜNEY İTALYA TURU
AMALFİ KIYILARI & PUGLIA & CAPRI ADASI
Roma - Vatikan - Pompei - Barletta - Bari - Polignano A Mare - Lecce - Taranto - Matera - Potenzo - Salerno - Sorrento - Positano - Amalfi Capri Adası - Napoli - Nemi Gölü - Castel Gandolfo - Pomezia
SUN EXPRESS HAVA YOLLARI İLE İZMİR ÇIKIŞLI
4* Otellerde Kahvaltı Dahil Konaklama
GİZLİ EKSTRA YOK!
KÜLTÜR GEZİLERİ DAHİL
Vezüv Yanardağ Etkisiyle Lavla Altında Kalan; POMPEI
Adriyatik Kıyıları'na Konumlanmış Tarihi Limanlarıyla Ünlü; BARİ - BARLETTA
UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde Yer Alan ve Benzersiz Trulli Evleriyle Ünlü; ALBEROBELLO
Güney'in Floransa'sı Olarak Bilinen Tarihi Kent ve Liman; LECCE
Ionya Denizi Kıyısın'da Kurulu Antik Kent; TARANTO
Yapısı ve Görünümüyle Ülkemizinin Nadide Şehirlerinden Mardin'e Çok Benzetilen; MATERA
Dar Sokakları, Güze Meydanları ve Eski Binalarıyla; SALERNO
Deniz Manzaraları, Dik Yamaçlara Yerleşmiş Renkli Evleri ile; POSITANO & AMALFI
Tarihi Geçmişi ve Doğal Güzellikleriyle; CAPRI ADASI
Doğa Harikası Güzellikteki; NEMİ ve ALBANO GÖLLERİ
8 Gün 7 Gece
Tur Programı
İzmir Adnan Menderes Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nde saat 14:00’te buluşmamızın ardından, pasaport ve check-in işlemlerimizi tamamlıyoruz. SunExpress Havayolları’nın XQ 868 sefer sayılı uçuşuyla saat 16:40’ta İtalya’nın başkenti Roma’ya hareket ediyoruz. Yaklaşık 1,5 saat sürecek uçuşun ardından yerel saatle 18:10’da varıyoruz. Havalimanında bizi bekleyen özel aracımızla otelimize doğru yol alırken rehberimizin anlatımları eşliğinde kısa bir oryantasyon turu gerçekleştiriyoruz. Akşam yemeği için vereceğimiz serbest zamanın ardından konaklayacağımız otele yerleşiyoruz.
Konaklama Oteli: 4* President Pomezia v.b.
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, İtalya’nın güneyine doğru yol alıyor ve Pompei Antik Kenti’ne doğru yola çıkıyoruz. Vezüv Yanardağı’nın milattan sonra 79 yılında patlamasıyla lav ve küller altında kalan, yüzyıllar sonra yapılan kazılarla gün yüzüne çıkarılan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu antik şehirde; Odeon, Büyük Tiyatro, Lupanare, Forum Meydanı, taşlaşmış insan figürleri ve gelişmiş su sistemleri gibi önemli yapıları keşfediyoruz. Antik kent çevresindeki bir yerel restoranda alacağımız serbest öğle yemeğinin ardından, Vezüv eteklerinden geçerek Adriyatik kıyısında yer alan Barletta’ya doğru yolculuğumuza devam ediyoruz. Varışımızla birlikte liman bölgesi olan Porto di Barletta’dan yürüyüş turumuza başlıyoruz. Sırasıyla Palazzo Della Marra, şövalyeler müzesi Disfida di Barletta, tarihi Barletta Kalesi (Castello Svevo), Basilica del Santo Sepolcro ve şehrin simgesi Colosso di Barletta heykelini görüyor, rehberimizin anlatımları eşliğinde şehrin tarihine tanıklık ediyoruz. Barletta'da vereceğimiz kısa serbest zamanın ardından, yaklaşık 45 dakikalık mesafede yer alan Bari’ye geçiyoruz. Şehrin tarihi dokusu hakkında yapılacak kısa bir bilgilendirme sonrası otelimize yerleşiyoruz.
Konaklama Oteli: 4* Una Hotels Bari v.b.
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltı sonrası, ilk olarak denizle iç içe tarihi dokusuyla ünlü Polignano a Mare kasabasına gidiyoruz. Old Town bölgesinde dolaşırken Gotik-Romanesk mimarinin güzel örneklerinden Chiesa Matrice kilisesini görüyor, ünlü sanatçı Domenico Modugno’nun heykelinin bulunduğu meydanda fotoğraf molası veriyoruz. Beyaz badanalı evler, kayalıklara açılan manzaralı sokaklar ve hediyelik eşya dükkanlarında geçireceğimiz kısa serbest zamanın ardından yolumuza devam ediyoruz. Sıradaki durağımız, ikonik Trulli evleriyle UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Alberobello kasabası. Konik taş çatılı evleriyle adeta bir açık hava müzesini andıran bu masalsı kasabada; Basilica dei Santi Cosma e Damiano, panoramik Alberobello Bahçeleri ve el işi ürünler sunan Trulli dükkanları eşliğinde kasabayı keşfediyoruz. Sonrasında rotamızı, Puglia bölgesinin gözde şehri Lecce’ye çeviriyoruz. “Güneyin Floransa’sı” olarak anılan Lecce’de gerçekleştireceğimiz panoramik turda; etkileyici Piazza del Duomo Meydanı, Lecce Katedrali, Santa Croce Bazilikası, Roma Amfitiyatrosu, Castello Carlo V ve Roma Tiyatrosu gibi önemli yapıları rehber anlatımları eşliğinde görüyoruz. Ardından yöresel lezzetleri tadabileceğiniz serbest zaman sunuluyor. Gezimizin son bölümünde, Ionya Denizi kıyısında yer alan ve tarihi kalıntılarıyla öne çıkan Taranto şehrine ulaşıyoruz. Şehrin simgelerinden Aragon Kalesi, San Cataldo Katedrali, Poseidon Tapınağı ve iki tarihi köprüyle bağlı antik şehir merkezi Città Vecchia turumuzda göreceğimiz yerler arasında. Deniz mahsulleriyle meşhur bu bölgede kısa bir serbest zamanın ardından otelimize yerleşiyoruz.
Konaklama Oteli: 4* Hotel Europa v.b.
Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, tarihi Prehistorik Çağ’a kadar uzanan, dünyanın en sıra dışı yerleşimlerinden biri olan Matera'ya doğru yola çıkıyoruz. Yolculuğumuz boyunca değişen doğa manzaraları bize eşlik ederken, kayalara oyulmuş taş evleriyle tanınan bu eşsiz şehir yaklaştıkça adeta zamanda geriye doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Sassi di Matera, dik yamaçlara tutunmuş evleri, dar taş sokakları ve mağara kiliseleriyle ziyaretçilerine adeta bir film setindeymiş hissi yaşatıyor. Coğrafi yapısı ve mimari dokusuyla ülkemizin Mardin şehrine benzetilen bu büyülü şehirde, 11. yüzyılda Puglia tarzında inşa edilen San Giovanni Battista Katedrali’ni görüyor, ardından şehrin antik su sisteminin bir parçası olan, 5 milyon litrelik kapasitesiyle mühendislik harikası Palombaro Lungo Yeraltı Sarnıcı’nı ziyaret ediyoruz. Matera sokaklarında vereceğimiz serbest zaman sırasında fotoğraf çekebilir, bu taş kente dair otantik izler toplayabilirsiniz. Bu unutulmaz deneyimin ardından, Apennin Dağları'nın eteklerinde kurulu, tarihi Roma dönemine kadar uzanan Potenza şehrine geçiyoruz. Romanesk ve Gotik tarzları harmanlayan San Gerardo Katedrali ve civarındaki mimari yapılar, bize Güney İtalya’nın sade ama etkileyici şehir ruhunu sunuyor. Şehrin merkezi meydanı olan Piazza Mario Pagano’da kısa bir serbest zaman veriyoruz; burada yöresel lezzetleri tadabilir ya da kafelerde kısa bir soluklanma fırsatı bulabilirsiniz. Sonrasında rotamızı, Amalfi Kıyıları’nın başlangıç noktası olarak kabul edilen, masmavi Akdeniz’in kıyısında kurulmuş zarif şehir Salerno'ya çeviriyoruz. Dar sokakları, karakteristik İtalyan evleri, liman manzaralı kafeleri ve tarih kokan meydanlarıyla tipik bir Akdeniz kasabasının zarafetini taşıyan bu şehirde; Romanesk ve Barok mimarinin izlerini taşıyan Salerno Katedrali’ni ve görkemli mimarisiyle öne çıkan Piazza della Liberta’yı rehberimiz eşliğinde keşfediyoruz. Bu bölgedeki serbest zamanımızda hem Akdeniz’in tuzlu esintisini hem de İtalya'nın samimi atmosferini aynı anda hissedebilir, hediyelik eşya dükkanlarını gezebilir veya deniz kenarındaki restoranlarda gün batımına karşı bir İtalyan kahvesi içebilirsiniz. Gezimizin sonunda otelimize transfer oluyoruz.
Konaklama Oteli: 4* Mediterranea Hotel & Convention v.b.
Yeni güne Salerno’daki otelimizde, Akdeniz esintileri eşliğinde alacağımız kahvaltımızla başlıyoruz. Bugün, masalsı güzellikleriyle hafızalara kazınacak, Güney İtalya’nın incileri arasında sayılan Amalfi Kıyıları boyunca uzanan efsanevi bir yolculuğa çıkıyoruz. İlk durağımız, zeytin ağaçları ve narenciye bahçeleri arasında saklanan, adeta limon kokulu bir rüyayı andıran Sorrento. Şehir, sadece manzarasıyla değil, dinginliği ve zarafetiyle de bizleri karşılıyor. Bizi bekleyen özel aracımızla, denizle gökyüzünün ufukta birleştiği virajlı kıyı yollarından geçerek rotamızı Positano’ya çeviriyoruz. Yüksek kayalıkların üzerine inşa edilmiş pastel renkli evleri, uçsuz bucaksız maviliğe uzanan merdivenli sokakları ve her köşesinde sanatla iç içe geçmiş ambiyansıyla Positano, kartpostallardan çıkmışçasına etkileyici. Roma döneminden izler taşıyan bu sahil kasabası, özellikle 1950’lerden itibaren sanatçılar, yazarlar ve film yapımcıları için adeta ilham kaynağı olmuş. Bugünse bohem zarafetin, şıklığın ve romantizmin simgelerinden biri. Kasabanın merkezinde yer alan Santa Maria Assunta Kilisesi, kubbesindeki mozaikler ve tarihi atmosferiyle göz kamaştırırken; Le Sirenuse Oteli, yalnızca ünlü konuklarıyla değil, sunduğu manzara ve duyguyla da öne çıkıyor. Positano sokaklarında dolaşırken; limon desenli elbiseler, el yapımı deri sandaletler ve deniz kabuklarından kolyeler satan butik dükkânlar arasında kaybolmak serbest! Öğleden sonra, yeryüzünde cenneti arayanların kalbini çalan bir başka sahil kasabasına, Amalfi'ye ulaşıyoruz. Kayaların sarp yüzeyine tutunmuş, Orta Çağ'dan kalma bu kasaba bir zamanlar denizlerin efendisiydi. 9. yüzyıldan 11. yüzyıla kadar Amalfi Cumhuriyeti, Venedik ve Cenova gibi devlerle yarışır, Akdeniz'de güçlü bir denizci cumhuriyet olarak hüküm sürerdi. Bugünse geçmişin o görkemli izleri, Amalfi Limanı, Arsenale della Repubblica (Eski Tersane Müzesi) ve Aziz Andreas’a adanmış, zarafetiyle göğe yükselen Duomo di Amalfi (Amalfi Katedrali) ile karşımıza çıkıyor. Serbest zamanımızda limanın kenarında İtalyan dondurması yiyebilir, meydandaki kafelerde kahve eşliğinde bu eşsiz güzellikleri içimize çekebiliriz. Günün sonunda, bizi sabah Sorrento üzerinden bu büyüleyici yolculuğa çıkaran araçlarımızla yeniden Sorrento’ya, oradan da Salerno’daki otelimize dönüyoruz. Akdeniz’in altın saatlerinde, gün batımı eşliğinde otele dönüş yolculuğumuz bir başka büyüleyici tablo gibi belleğimize kazınıyor.
Konaklama Oteli: 4* Mediterranea Hotel & Convention v.b.
Bugün, İtalya’nın en zarif ve büyüleyici destinasyonlarından biri olan Capri Adası’na doğru unutulmaz bir yolculuğa çıkıyoruz. Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Sorrento Limanı’na hareket ediyor ve burada bizleri bekleyen hızlı vapurla Akdeniz’in göz alıcı sularında yol alıyoruz. Giderek ufuk çizgisine yerleşen Capri silueti yaklaştıkça, denizin üzerindeki mavi tonlar adeta gökyüzüyle dans ediyor. Capri’ye ayak bastığımızda, bizi bekleyen özel aracımızla adanın yükseklerine, Anacapri bölgesine çıkıyoruz. Bu bölge, yalnızca yükseklere kurulmuş manzarasıyla değil, aynı zamanda tarihe tanıklık eden ruhuyla da etkileyici… Roma İmparatoru Tiberius’un inziva yeri olan Villa Jovis, adanın geçmişle kurduğu bağın en simgesel yapılarından biri olarak hâlâ ayakta. Ardından Capri’nin kartpostalları andıran köylerinden geçerek, Augustus Bahçeleri’ne ulaşıyoruz. Rengârenk çiçekler arasında, Marina Piccola’nın masmavi koylarını kuş bakışı seyredebileceğiniz teraslar burada sizleri bekliyor. Capri'nin en göz alıcı duraklarından biri olan Monte Solaro’ya ulaşmak için ise, yaklaşık 12 dakikalık nostaljik bir telesiyej yolculuğuna çıkıyoruz. Tepede sizi karşılayan manzara; uçsuz bucaksız Akdeniz, Faraglioni Kayalıkları ve adanın yeşil yamaçlarıyla adeta nefes kesici. Bu etkileyici noktada fotoğraf molamızın ardından Capri’nin zarif sokaklarına iniyoruz. Beyaz taş döşeli yollarda dolaşabilir, lüks butikleri gezebilir veya Eski Saat Kulesi çevresindeki ünlü meydanda espresso eşliğinde Capri’nin canlı ruhunu hissedebilirsiniz. Serbest zamanımızda Capri’nin limoncello, deniz ürünleri ve limon bazlı tatlıları gibi yerel lezzetlerini tatma imkânı da bulabilirsiniz. Belirlenen saatte yeniden buluşarak, bizleri getiren vapurla Sorrento’ya dönüyoruz. Limanda bizleri bekleyen aracımıza geçiyor ve rotamızı bu kez Napoli’ye, Güney İtalya’nın asi, romantik ve bir o kadar da kültürel kalbi olan bu benzersiz şehre çeviriyoruz. Napoli panoramik şehir turumuzda; görkemli yapısıyla Castel Nuovo (Yeni Kale), zarifliğiyle Avrupa'nın en eski opera salonlarından biri olan San Carlo Tiyatrosu, cam kubbesiyle göz alan Umberto Galerisi, kraliyet zarafetiyle Napoli Kraliyet Sarayı, sessiz bir ihtişamla yükselen San Francesco Bazilikası ve Plebiscito Meydanı gibi simgesel yapılar görülecek yerler arasında. Gün batımının kızıllığı Napoli sokaklarını renklendirirken bu şehrin enerjisini yanımıza alıyor, ardından Nola bölgesindeki otelimize geçiyoruz. Dingin bir akşam için odalarımıza yerleşiyor ve ertesi gün keşfedeceğimiz yeni güzellikler için dinlenmeye çekiliyoruz.
Konaklama: 4* Radisson Hotel Naples Nola v.b.
Güne otelimizde alacağımız güzel bir kahvaltıyla başlıyor, ardından doğayla tarihin iç içe geçtiği, küçük ama büyüleyici bir kasaba olan Nemi’ye doğru yola çıkıyoruz. Volkanik kökenli Nemi Gölü’nün kıyısına kurulu bu sevimli yerleşim, yalnızca manzarasıyla değil, ünlü dağ çilekleriyle ve bu çileklerden yapılan tatlılarıyla da bilinir. Göle tepeden bakan taş sokaklarında yürürken, çiçeklerle bezeli balkonlar, Orta Çağ’dan kalma taş evlerin duvarlarında bir tablo gibi durur. Burada vereceğimiz molada dileyen misafirlerimiz, dağ çileğiyle yapılmış geleneksel tartlardan tadabilir, şirin kafelerinde kahve eşliğinde göl manzarasını seyredebilirler. Kasabanın en dikkat çekici yapılarından olan, av tanrıçası Diana’ya adanmış tapınak ve Ruspoli Sarayı, Nemi’nin geçmişinden günümüze uzanan hikâyesini gözler önüne serer. Nemi’nin bu sade güzelliğinden sonra, rotamızı bir başka zarif kasabaya, Castel Gandolfo’ya çeviriyoruz. Alban Tepeleri’nin eteklerine kurulmuş bu büyüleyici yer, yüzyıllar boyunca Papa’nın yazlık sarayıyla anılmıştır. 17. yüzyılda Papa Urban VIII tarafından yaptırılan ve günümüzde halka açık bir müze olarak gezilebilen Castel Gandolfo Papalık Sarayı’nda, Papa’ya ait özel eşyaları, tarihi mobilyaları ve Vatikan’a ait koleksiyonları yakından görebiliyoruz. Gezimize devam ederken, ünlü mimar Bernini tarafından tasarlanan San Tommaso da Villanova Kilisesi, sarayın hemen arkasında yer alan Barberini Bahçeleri, Roma döneminden kalma kalıntılar ve Albano Gölü’nün huzur dolu manzarası eşliğinde rehberimizden değerli bilgiler dinliyoruz. Bu tarihi keşiflerin ardından günümüzü biraz alışverişle renklendiriyoruz. Kısa bir yolculukla ulaştığımız Castel Romano’daki McArthurGlen Outlet’inde, dünyaca ünlü markaların yer aldığı mağazaları gezebilir, dileyen misafirlerimiz alışveriş yapabilir, dileyenler kafelerde dinlenebilir. Serbest zamanımızın ardından yeniden bir araya gelerek Roma’ya geri dönüyor, şehrin kısa bir oryantasyon turunu yapıyor ve ardından otelimize yerleşiyoruz. Akşam yemeği ve dinlenme için serbest zaman.
Konaklama Oteli: 4* President Pomezia v.b.
Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, dünyanın yüzölçümü bakımından en küçük bağımsız devleti olan Vatikan’a doğru yola çıkıyoruz. Katolik dünyasının kalbi olarak kabul edilen bu kutsal şehirde, rehberimizin anlatımları eşliğinde San Pietro Meydanı’nı keşfederken, Aziz Petrus Bazilikası’nı ziyaret etmek isteyen misafirlerimizle içeri giriyoruz. Bu görkemli yapının içindeki Michelangelo’nun ünlü Pieta heykelini ve Bernini’nin etkileyici sütunlarını görmek, adeta bir sanat galerisi gezmek gibi… Vatikan’ın ardından Roma’nın en sembolik ve ikonik yapılarından biri olan Kolezyum’a gidiyoruz. Gladyatör dövüşlerinden deniz savaşlarının canlandırılmasına kadar birçok gösteriye ev sahipliği yapmış olan bu görkemli arenada, Antik Roma'nın gücünü ve ihtişamını hissetmek mümkün. Kolezyum’un hemen yanı başındaki Palatino Tepesi ve Roma Forumu, imparatorların, senatörlerin ve filozofların izlerini taşıyan taş yollarla dolu. Turumuzun devamında, Roma’nın merkezinde Palazzo di Venezia önünde kısa bir fotoğraf molası veriyor, ardından İmparator Hadrianus’un yaptırdığı ve İtalya’nın önemli şahsiyetlerine ev sahipliği yapan Pantheon’a geçiyoruz. Gökdelenleri kıskandıracak büyüklükteki kubbesiyle antik bir mühendislik harikası olan bu yapı, yüzyıllara meydan okuyan bir zarafet sunar. Bir sonraki durağımız, barok mimarinin kalbinde atmaya devam eden Navona Meydanı… Bernini’nin başyapıtı olan Dört Nehir Çeşmesi’nin gölgesinde antik hipodromun izlerini keşfettikten sonra, Trevi (Aşk) Çeşmesi'ne ulaşıyoruz. Geleneksel dilek ritüelimizi gerçekleştirmek için bozuk paralarımızı suya atıyor ve Roma’ya yeniden dönmeyi umut ediyoruz. Öğle yemeği molamızın ardından yürüyerek, İspanyol Merdivenleri’ne ulaşıyoruz. 17. yüzyıldan bu yana şehrin en canlı noktalarından biri olan bu alanda, alışveriş yapmak isteyen misafirlerimiz dünyanın en ünlü markalarının bulunduğu mağazaları gezebilir; dileyenlerse kafe ve dondurmacılarda serinleyerek Roma’nın tadını çıkarabilir. Serbest zaman sonrası Roma’daki gezimizi noktalıyor ve havalimanına doğru yola çıkıyoruz. Gerekli bagaj, pasaport ve check-in işlemlerinin ardından, SunExpress Havayolları’nın XQ 869 sefer sayılı uçuşu ile saat 19:10’da İzmir’e doğru hareket ediyoruz. Yerel saat ile 22:30’da İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na varışımızla birlikte, bu masalsı İtalya turumuzu noktalamış oluyoruz. Valizlerimizde anılar, kalbimizde yeni dostluklarla bir başka seyahatte yeniden buluşmak dileğiyle vedalaşıyoruz.
Fiyata Dahil Olan Hizmetler
- İzmir–Roma–İzmir gidiş-dönüş uçak bileti + havalimanı vergileri
- 7 gece 4* otellerde konforlu konaklama
- Lüks araçlarla ulaşım ve şehir içi transferler
- Roma’dan Amalfi kıyılarına 18’den fazla şehir ve kasaba gezisi
- Capri Adası – feribot ve füniküler geçiş ücretleri
- Matera yeraltı şehri ziyareti
- Nemi Gölü & Castel Gandolfo özel kasaba turları
- Amalfi & Positano'da özel araçla sahil rotası
- Şehir giriş ücretleri, otoban ve otopark bedelleri
- Türkçe profesyonel rehberlik
- Seyahat ve sağlık sigortası (65 yaş üzeri için sürprim uygulanır)
Fiyata Dahil Olmayan Hizmetler
- Yurtdışı çıkış harcı
- Öğle ve akşam yemekleri, içecekler
- Müze & ören yeri girişleri
- Rehber & şoför bahşişleri
- Kişisel harcamalar ve otel ekstraları
Tur Hareket Detayları
19 Ağustos • 16 Eylül
Fiyatlar
Tarih | Müsaitlik | İki Kişilik Odada Kişi Başı | Tek Kişi | Ek Yatak | 1. Çocuk | Taksitler |
19.08.2025 | Müsait | 1.374,00 € | 1.624,00 € | 1.374,00 € | 0 - 2 Yaş 190,00 € 3 - 12 Yaş 1.354,00 € | Taksitler » |
16.09.2025 | Müsait | 1.349,00 € | 1.599,00 € | 1.349,00 € | 0 - 2 Yaş 190,00 € 3 - 12 Yaş 1.329,00 € | Taksitler » |